22 Kasım 2021 Pazartesi

Bu Ev Annemdir

 


Annemin ağrılarını sakladığı eve girdim bir gece yarısı. 

Hastaydım ve biraz yorgun, biraz da annemden ağrılar vardı başımda. 

Düşmek üzereydim, bitmek üzereydim, bilinmez bir yerde öylece kalmak üzereydim; Bir eve girdim. 

Annemin ağrılı gecelerinden bir ateş yanıyordu içeride. 

O ateşte pişmişti oturduğum sofradaki yemekler. 

O ağrıların ağırlığı vardı örtündüğüm yorganın üzerinde. 

Ben bir eve sığındığımı sanmıştım; Oysa o ev benim annemin on beş yaşıydı, başımı yasladığım yastıkta onun saçlarını bulduğumda anladım.

Ağlasam annemin o genç yaşını alabilir miydim bu lanet hastalığın elinden?

Ağlaya ağlaya serinletebilir miydim eklemlerine çöken iltihabı?

Gözümde yaş kalmasa söndürebilir miydim etini koparan acıları?

Çekip kurtarabilir miydim annemin on beş yaşını, ben büyütebilir miydim onu yeniden? 

...

Allah'ım biliyorum ki annem cennettir.

Allah'ım sana hamd ve şükürü bana annem öğretti. 

Allah'ım şükürler olsun ki düşmek üzere olduğum anda bana annemden bir ev gönderdin...

1 Kasım 2021 Pazartesi

Herkes Yitirir Mi Aklını?

  

Seneler boyunca dolaştım durdum. Ama en çok kendime...

Kendime dolaşıp kaldığım bir dünyada canıma kast edecek bunalımları yönettim. Herkesin mi kastı kendinedir? Dolaşıp durdum ama kendime bir yer bulamadım. Bu yersizliğim beni deli etti. Herkes yitirir mi aklını, kendinden öteye çıkamadıkça?  

Bu baş ağrılarım bu yüzden biliyorum. 

Başım ağrıyor çünkü artık aklım başımda değil.


Bekleme Hali

Bu zamanı çok bekledim...

Kim bilir yurdun bir köşesinde ne karlar erimiş ne nehirler almış başını derya sularına karışmıştır. Kim bilir ne çocuklar büyümüştür meşe kokulu köylerde, ne anılar asılı kalmıştır o çocukların ruhunda. Büyüdüm. Büyümem zaman aldı nice savaşlarda yenildim. Hem de yenilmem  sandığım kadar zaman almadı, çabucak yenildim. Yenilmem değil bu savaşların sayısı zaman aldı. 

Ben bu zamanı çok bekledim...

Terk edilmiş bir istasyonda okuduğum romandaki treni bekledim. Hiç gelmeyecek bir treni beklemek zaman aldı, istasyonun saati çoktan durmuştu. Yürüdüm. Yolu bulmaya yönüm yetmedi. Bir kuş bulamazsa göç yolunu hangi dal yuva olur ona? 

Bir pencere kenarında kış geçti, yıllar geçti, yollar ve şehirler geçti. Ne kadar beklenebilirse o kadar çok bekledim bu zamanı ama bu bekleme halini bir türlü  tüketemedim. Şimdi beklediğim bu zaman hangi zamandı aklım ermiyor...